Kayıtlar

Yazdıklarınızı Temize Çeker Misiniz? Yapılan İşleri Gözden Geçirmenin Yararı:

Resim
Yazdıklarınızı Temize Çeker Misiniz? Ben temize çekme işini aslında bilinçsiz olarak yapıyordum. Ancak artık yazdıklarımı mutlaka gözden geçirip tekrar yazıyorum. Çünkü bu iş yaparken yazdığım konuyla ilgili aklıma daha yaratıcı fikirler geliyor. Diyelim ki görevimiz herhangi bir konu hakkında bir şiir yazmak olsun. İlk yazdığımız şiiri çoğunlukla beğenmiyor oluruz.Ancak yazdığımızı sonradan temize çekerken aklımıza yeni, yaratıcı kelimeler gelir. Bu kelimeleri kullanarak şiiri daha sanatsal bir yapıya ulaştırırız. Örneğin daha kafiyeli, daha iyi bir anlatıma sahip şiir yazmış oluruz.Yani en azından benim genelde böyle oluyor. Bu durum sadece şiir yazarken değil herhangi bir iş yaptığımızda da geçerlidir. Örneğin tez yazarken, ilk taslağımız öyle çok değişikliğe uğrar ki. Nihai tez çıktımız ile ilk halinin uzaktan yakından alakası olmaz. Amerikalı besteci Morton Feldman yazdıklarımızı temize çekmenin önemini şu sözlerle ifade eder: "Biraz yazdıktan sonra durup onu temi...

Turuncu Rengini Hayatımızda Daha Çok Kullanmamız Gerektiğini Gösteren Nedenler:

Resim
Renklerin Şaşırtıcı Gücü adlı kitabı okuduktan sonra hangi rengi daha çok kullanmalıyım diye düşününce aklıma ilk TURUNCU geldi. Turuncu rengini yıl boyunca kullanan kişi kendine iyilik etmiş olur. Neden mi? Çünkü turuncu rengi: İnsana güven verir. Saldırganlığa kaçmadan dikkati uyandırır. İnsanda kendini ifade etme, fikrini dile getirme ve aynı zamanda da karşısındakileri dinleme isteği oluşturur. Konuşmak ve dinlemek, iletişim demektir.  Kalbi uyarır, iştah açar.  Sindirim sorunlarını azaltır.  Bu özellikleri dolayısıyla feng shui üstatları bu rengi mutfak (eğer yemeklerini orada yiyorsanız), yemek odası ve antre için önerirler. Konuklarınızı bu renkle karşıladığınızda geldikleri yerde istendiklerini hissederler. İletişim rengi olduğundan dolayı mavi gibi rahatlatıcı bir renk ile kullanılması koşuluyla yatak odasında bir çiftin birbirini anlamasını kolaylaştıracaktır.  Turuncu rengi iletişim rengi olduğundan, iş yerlerinde bireylerin kendi...

Hayatı Kolaylaştıracak 10 Sabah Alışkanlığı

Resim
İşe veya okula giderken ne giyeceğinizi önceki geceden ayarlayın. Akşamları uyumanız gereken saatten 30 dakika öncesine bir hatırlatıcı kurun.  Duşta yeterince vakit geçirdiğinizi hatırlatacak bir alarm kullanın. Bir gece önceden o gün ihtiyacınız olan her şeyi ayarlayın.Spor kıyafetleri, dosyalar vb. Aynı renk çoraptan birden fazla alın. Bu şekilde, çorabın tekini kaybettiğinizde strese girmemiş olursunuz.  Yol üstünde bir kahveci durmak yerine ofis kahvesi için.  Her zaman anahtarlarınızı ve cüzdanınızı aynı yere koyun.  Yatağınızı düzenleyin.  Arabanızda mutlaka benzin bulundurun. Önemli toplantılar için giyeceğiniz bir iş kıyafeti belirleyin.

Geçen Hafta Neler Okudum:

Resim
Geçen hafta 2 mükemmel kitap okudum. İlki,Temmuz 2019'da yayınlanan  Jean Gabriel Causse 'nin yazdığı Renklerin Şaşırtıcı Gücü .Renk seven biri olarak merakla ve zevkle okudum. Renkleri nasıl kullandığımız ve hayatımıza olan etkileri bilimsel bir dille ve yapılan araştırmalarla anlatılmış. Kafa açıcı bir okuma oldu. Hayatıma daha fazla renk katmalıyım. Özellikle de turuncuyu :)  İkincisi  yazar Markus Zusak'ın kitabı Hiç Kimse Sıradan Değildir . Kitap tek kelime ile şahane!  Bir sonraki mesajı görmek için sayfaları hızlıca çevirmek ve kitabın sonuna geldiğimde tekrar başa dönmek istedim. Markus Zusak'la iyi ki tanışmışız.

Haftanın Yemeği: Kıymalı Kabak

Resim
Şubat 2019'da başladığım her hafta okuduğum kitapların paylaşımına bir yenisi ni eklemiş her hafta evde bir yemek yapma projesi başlatmıştım. Bu sayede yemek yapmayı bir nebze de olsun öğrenmeyi hedefliyorum. Bu haftanın yemeği: Kıymalı Kabak. Bu yemeği tamamen evimde olan malzemeleri düşünerek yaptım. Önce doğranmış domatesleri ve biber salçasını karabiber ve tuzla yağda karıştırdım. Üzerine kıymaları ekleyip kısık ateşte pişirdim. Sonrasında üzerine 1 avuç kadar kuskus,3 yemek kaşığı kadar haşlanmış nohut,1 adet doğranmış kabak ve yarım su bardağı su ekledim. Suyunu çekene kadar (özellikle kuskuslar yumuşayana kadar) kısık ateşte pişirdim. Soslu ve karışık yemekleri seviyorum. Bu hafta da bu sevgimin neticesi menüye yansıdı :) Afiyet olsun.

Mutlu Olmak İçin Çabalamak Bencilce Mi?

Resim
Bezen kişinin mutlu olmaya çalışması bencilce kabul edilir.  Çünkü toplum der ki: "Onca toplumsal dertlerin,ekonomik krizin, salgın hastalıkların, doğal afetlerin, devletler arası savaşın arasında tek derdin mutlu olmaya çalışmak mı?".  Ve maalesef günümüzde mutlu olma ödevini göz ardı eden o kadar çok insan var ki.  Robert Louis Stevenson'ın da dediği gibi: "Mutlu olma görevi kadar küçümsediğimiz başka bir görev yoktur." Evet muhakkak dert çok, sıkıntılar da bitmez. Fakat kişi ancak kendi mutlu olduğunda topluma ve etrafına faydalı işler yapabilir.  Kendi mutsuzluğunuz üzerinde çalışmak hiç de bencilce bir durum değil.  Aksine, mutlu olduğunuzda: Sevdiklerinizin problemlerini, yaşadıkları sıkıntıları daha kolay fark edersiniz. Mutsuz insan kendi problemleriyle uğraştığı için çoğunlukla etrafında olan biteni fark edemez. Ancak kişi mutlu olduğunda etrafındakileri mutlu edebilir. Yardım kuruluşlarına üye olmanız daha olasıdır.  Sosya...

Yeterince Gün Işığı Alıyor Musunuz? Doğal Işığın Miyopluk Geliştirme Riskine Karşı Etkileri Şaşırtıcı.

Resim
Yapılan bir araştırmada, yeterince doğal ışık alarak aydınlanan dersliklerde, çocukların daha iyi ders çalıştıkları kanıtlanmış  (Eartman, 2004;Heschang Mahan Grup,2000). Bu yüzden çocuklarınızı okulda pencere yakınında oturmaya teşvik edin. Hem gün ışığı insanı sakinleştirip, yapılan işlere daha iyi odaklanılmasını sağladığı için kişiye faydalı.  Gün ışığının bu sakinleştirici ve kişiyi daha yaratıcı yapıcı etkisini daha önce duymuştum ancak sıkı durun şaşırtıcı bir diğer etkisi daha varmış. Gün ışığı miyopluğu azaltmada da oldukça başarılıymış. İlk öğrendiğimde "hadi canım" dedim, evet. Dünyanın her yerinde miyopluk oranı gittikçe yükseliyor. Hatta Çin'de miyopluğun bir salgın haline geldiğinden söz ediliyor. Sebebi ise nüfusun yaklaşık yüzde sekseninin uzağı görmekte güçlük çekmesi. Bu durumdan yola çıkarak Çinli ve Avustralyalı bilim insanları kendi kendilerine "Acaba bunun nedeni doğal ışıktan yeteri kadar yararlanamıyor oluşumuz mu?" diye sormuşla...