ŞEYDA ILGAZ

Geçen Hafta:  "Harry Potter ve Felsefe Taşı'nı" okudum.  Bu kitabı ne kadar okursam okuyayım (3.kez okuyorum) her defasında ayrı bir keyif veriyor.  2020 kararlarımdan biri: " Yüzüklerin Efendisi Kışı+Altın Pusula İlkbaharı+Harry Potter yazı+Marcel Proust sonbaharı yap" idi. Yüzüklerin Efendisi'nin ilk kitabını okudum ve serinin ikinci kitabını almak için kütüphaneye gittiğimde elim nedense Felsefe Taşı'na uzandı:) Araya Harry Potter sıkıştırmak ve bu kitabı tekrar okumak büyük zevkti.  Harry'nin cesaretini, Ron'ın komikliğini, Hermonie'nin bilgiçliği, Malfoy'un iticiliği, Neville'nin saflığı, Dumbledore'un özlü sözlerini özlemişim..

Şirkette kurduğumuz kitap kulübünün okunacak ilk kitabı Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam adlı kitabı seçildi. Bu sebepten geçen hafta Aylak Adam'ı okudum. Normalde pek alışık olmadığım  türde  bir kitaptı. Kitapta etrafına duyarlı, insanları gözlemlemekte usta bir adamın içinde bulunduğu ruhsal boşluğu dolduracak "o" kadını ararken farklı anlatım teknikleriyle okuyucuya sunulmuş düşüncelerini ve analizlerini okuyorsunuz.  Kitap birçok açıdan incelebilir ve her okuyucu Bay C.'de kendinden bir parça bulabilir. 

Geçen hafta Brian Christian ve Tom Griffiths'in yazdığı " Hayatımızdaki Algoritmalar " kitabını okudum.  Bir endüstri mühendisi olarak derslerde öğrendiğimiz algoritmaların nasıl ve neden bulunduğunu ve gerçek hayattaki uygulama alanlarını öğrenmek oldukça zevkliydi. Her bir algoritma ve öğretisi için yavaş ilerleyip sayfalarca not alabiliyorsunuz. Bu kitabı, algoritmaları hayatında uygulamak isteyenlere -özellikle karar almakta zorlananlara- tavsiye ederim. En ilkel ahlaki cebir yönteminden tutun yüzde 37 kuralı, fazla uyum sağlama,araştır/kullan ve çizelgeleme yöntemlerine kadar kitapta birçok yöntem hakkında bilgi mevcut.

Geçen hafta,  arkadaşımın kitaplığında “Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler” adlı kitabı görüp inceleyeyim dedim. Başına geçince kitabı okumak istedim.  Tarihe başarılarıyla, düşünceleriyle geçmiş 100 kadının her birinin yaşamı 1 sayfada  hikayeleştirilerek  yazılmış. Üstelik 1997 doğumlu kadınların bile hikayesini okuyabiliyor, yaşayan mucitleri tanıyabiliyorsunuz. 

Geçen hafta Ahmet Ümit’in “Aşkımız Eski Bir Roman”adlı kitabını okudum. Ahmet Ümit polisiye kitapları denince akla gelen ilk isimlerden. Direk konuya girip, Agatha Christie kıvamında sonu şaşırtıcı kitaplar yazıyor. Bayılıyorum bu tarzına! Merak ederek okuyorsunuz olayı. Hemen sonunu öğrenmek istiyorsunuz. Ama bu kitaba bir eleştiri yapacağım.  Sonunu hemen öğrenmek istedim evet ama şak diye katili söyleyip bitirmesini sindiremedim. Eksiklik hissetim.  Onun dışında kitabı beğenerek film izler gibi okudum. Soğuk kuş günlerine eşlik edecek heyecanlı bir kitap:)

2020 yılı için aldığım kararlardan biri Yüzüklerin Efendisi serisini bitirmek. Ve geçen hafta Yüzük Kardeşliği ile seriye başladım. Birkaç sayfa okuyu p film sahnelerini tekrar izlemek aşırı keyifli.  Kitapta Hobbitlerin hayatını ve yaşadığı yerleri daha detaylıca işlemiş yazar. Mesela Hobbitlerin kendi doğum günlerinde etrafındaki kişilere hediye verdiklerini bilmiyordum. Filmde işlenmeyen bir bilgiydi bu ve bu tarz detayları öğrenmek bana keyif verdi açıkçası.  Kitap bu soğuk kış aylarında battaniyesinizin altına girip okumak için yazılmış gibi. Bambaşka dünyalara giriş yapıp saatlerce orada kalmak isteyebiliyorsunuz😊

Geçen Hafta yazar Akdoğan Özkan 'ın kaleme aldığı " Türkiye'de Ölmeden Önce Yapmanız Gereken 101 Şey " adlı kitabı okudum.  Kitapta rutin hayatlarımızdan sıyrılıp hayatı daha renkli ve yaşanılası kılmak için Türkiye'de yapılacak 101 madde sıralanıyor.  Bu 101 maddeyi üstünkörü değil de detaylıca yazması ve arkasındaki hikayeyi anlatması hoşuma gitti. Her bir maddede ya bir yazardan alıntı ya bir şairden bir şiir ya tarihi bir bilgi ya da özlü bir söz öğreniyorsunuz.  Her bir madde yapmak isteyeceğim türden değil ancak çoğu denemek istediğim aktivitelerdi. Ölmeden önce yapılacaklar listesi oluşturmaya istekli biri iseniz kitabı okumanızı tavsiye ederim.

Geçen hafta fenomen yazar Karl Ove Knausgaard ile tanışma kitabım Sonbahar 'ı okudum. Bir babanın doğacak kızı için  hayatı ve gözlemlerini anlattığı bu kitapta sonbahar mevsiminde yazarın denk geldiği ve bu mevsimle ilişkilendirdiği her şeyden bir parça bulabiliyorsunuz. Kitabı sevdim ve yazarın dilini akıcı buldum. Hiç okumadığım bir tarz oldu. Her bir mevsim için ayrı ayrı kitap yazan yazarın "Mevsimler" serisinin yanı sıra hayatını konu alan "Kavgam" serisini de okuma listeme ekledim.

Geçen hafta, Prof. Dr. Mihaly Csikszentmihalyi’nin Akış adlı kitabını, Roald Dahl’in Benek Tozu ve diğer Müthiş Sırlar adlı kitabını ve yazar Donald Spoto'nun Audrey Hepburn'ün hayat hikayesini anlattığı Zarafet adlı kitabını okudum. Bu 3 kitap da farklı kategorilerde değerlendiriliyor. Akış kitabı Psikolojik,  Benek Tozu ve diğer Müthiş Sırlar kitabı Çoc uk Kitapları kategorisinde ,  Zarafet  adlı kitap ise Biyografik türde değerlendiriliyor.  Her üçü de bende lezzetli bir tat bıraktı. 

  Daha önce söylemiş miydim bilmiyorum ama çocuk kitaplarını okumak bu hayatta en zevk aldığım aktivitelerden biri.  Ve geçen hafta 2 güzel çocuk kitabı okudum. İlki, en sevdiğim hikaye anlatıcısı Roald Dahl'in Türkçe'ye "İrikıyım Timsah" adı ile çevrilen "The Enormous Crocodile" kitabı. ‘Roly-Poly Bird.   Humpy-Rumpy, the Hippopotamus. Muggle-Wump, the Monkey. I am going to fill my hungry empty tummy with something yummy!’ Roald Dahl’in kelimelerle oyunu şahane. Okuduğum diğer kitap Terri Libenson ile tanışma kitabım " Görünmez Emmie ".  İçe kapanık olanlar bu kitapta kendilerinde bir parça bulacaktır. Ve kendi olmaya gülümseyerek ve inanarak devam edecektir :)  Yazar ve çalışmaları hakkında bilgileri  buraya  tıklayarak bulabilirsiniz.

Tiyatrosuna gitmek nasip olmadı ama arkadaşlarım sayesinde Gogol'un Bir Delinin Hatıra Defteri kitabını okudum. Şizofrenik düşüncelerin yer aldığı bir günlüğü okumak tuhaftı.  Gogol’un kalemine alışık olmadığımdan mıdır bilmiyorum öykülerde olay örgüsünü ve anlatımı çok iyi bulmadım.  Kitapta yer alan 3 farklı öykü var.Öykülerin adı sırasıyla: Bir Delinin Hatıra Defteri, Burun ve Palto. En beğendiğim öykü Palto oldu. 

Vermek ve Almak kitabından sonra yazarın merakla beklediğim   Orijinaller kitabını sonunda okudum. Öyle başına oturdum, bir günde bitirdim diyebileceğim bir kitap değil. Notlar alarak, okuduklarımı düşünerek ilerlemem gereken bir kitaptı. Her sayfada en az 2-3 adet bilimsel araştırma yer alıyor, abartmıyorum. "Orijinal fikirler üreten, herkesin baktığı yönün tersine bakan, kurallara başkaldıran kişiler nasıl düşünür?" , "bu çağda nasıl orijinal olunur ? " başlığına araştırmalarla yanıt veren bu kitap derslerde okutulmalı diye düşünüyorum. Ben de bloğumda sıklıkla bu kitaptan öğrendiklerimi paylaşmaya çalışıyorum. Şunu artık net bir şekilde söyleyebilirim ki yazar kesinlikle orijinal bir insan. Yine şaşırtmayıp harika bir kitap yazmış.

Geçen hafta Tara Westover'ın Educated adlı kitabını okudum. Ne kitaptı öyle!  Tara Westover'ın eğitim sayesinde geçirdiği değişim ve yaşadıkları beni acayip etkiledi. Mormon bir ailede büyümüş ve 17 yaşına kadar bir sınıfa ayak basmamış. Kendi kendini eğitmeye karar verip, bu eğitim onu yaşadığı yerden Cambridge'e kadar götürmüş. Bu süreçte yaşanılanları konu alan kitap tek kelimeyle harika. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. NOT: Kitap geçtiğimiz ay Talebe adı ile Türkçe çevirisi ile yayınlandı.

Geçen hafta 2 mükemmel kitap okudum. İlki,Temmuz 2019'da yayınlanan  Jean Gabriel Causse 'nin yazdığı Renklerin Şaşırtıcı Gücü .Renk seven biri olarak merakla ve zevkle okudum. Renkleri nasıl kullandığımız ve hayatımıza olan etkileri bilimsel bir dille ve yapılan araştırmalarla anlatılmış. Kafa açıcı bir okuma oldu. Hayatıma daha fazla renk katmalıyım. Özellikle de turuncuyu :)  İkincisi  yazar Markus Zusak'ın kitabı Hiç Kimse Sıradan Değildir . Kitap tek kelime ile şahane!  Bir sonraki mesajı görmek için sayfaları hızlıca çevirmek ve kitabın sonuna geldiğimde tekrar başa dönmek istedim. Markus Zusak'la iyi ki tanışmışız.

Geçen hafta yazar Mason Currey'in dünyaca tanınan sanatçıların üretim ritüellerini derlediği  Günlük Ritüeller  adlı kitabını okudum. Kitapta yaklaşık 230 sanatçının (yazarlar, ressamlar, müzisyenler, aktörler, devlet başkanları vb) günlerini nasıl bir temel üzerine kurdukları, hangi günlük ritüellere sahip olduğu kısa ve sade bir dille anlatılmış. Jane Austen, Benjamin Franklin, Mozart, Kafka, Tolstoy, Albert Einstein gibi şuan aramızda olmayan sanatçıların yanı sıra Haruki Murakami gibi hala hayatta olan dev sanatçıların da günlük alışkanlıklarını okuyabiliyoruz.  Okuduğum diğer kitap Yaşlı Adam ve Deniz . Bu kitap Nobel Ödüllü Ernest Hemingway ile tanışma kitabım.  Kısa bir hikaye. Yaşlı bir balıkçının okyanustaki mücadelesini konu alıyor. Bu mücadele ile okuyucuya çok mesaj verir. Ancak kitabın yayın evini doğru seçmek lazım. Bilgi yayın evi çevirisi ile okudum. Çeviri çok kötüydü. Kitabı alırsanız başka bir yayın evinden okumanızı öneririm.

Geçen hafta Roald Dahl'in en ünlü kitaplarından olan Charlie'nin Çikolata Fabrikası kitabını ve yazar Don Miguel Ruiz'in Dört Anlaşma kitabını okudum.  Plan yaparken, Eylül 2019'u Roald Dahl okuma ayı ilan etmiştim. Charlie'nin Çikolata Fabrikası küçüklükten bildiğim bir hikayeydi. Ancak tekrar okumak istedim. O nasıl bir hayal gücü ve nasıl güzel bir anlatım tarzıdır. İmreniyorum yazara! Çocuklarıma kesinlikle anlatmak istediğim bir lezzetli bir hikaye. Dört Anlaşma kitabını üniversiteden mezun olup girdiğim ilk işte liderim önermişti. Beğenerek okuduğumu hatırlıyorum. Ancak anlat deseler o dört anlaşma neydi söyleyemezdim. Bu sebepten bir kez daha okudum. Fakat bu kez çok beğenmediğimi fark ettim. Verdiği mesajlar çok doğru elbette. Ancak aradan geçen 4 yılda okuduğum diğer kişisel gelişim kitapları ile karşılaştırınca, Dört Anlaşma kitabının çok sözel kaldığını düşünüyorum. Okuyucuya verdiği mesajları pratikte nasıl uygulayacağımızı söylemiyor. A

13 Eylül favori yazarlarımdan Roadl Dahl'in doğum günü olduğu için onun yazdığı bir kitabı okumamak olmazdı. Bu sebepten daha önce okuma şansı bulamadığım George'un Harika İlacı kitabını okuyarak hoşlanmadığımız insanlarla fantastik bir baş etme yöntemi öğrendim. Her Roald Dahl kitabında olduğu gibi bunda da kitabı gülümseyerek okudum.  Halil Cibran'ın başucu kitabı Ermiş'i ikinci kere okuyorum. Yine yine yine okurum. Kitapta çizilmedik, deftere not almadığım yer yok desem çok da abartmış olmam. Kitap kısa ancak aşırı vurucu, etkileyici.