Kayıtlar

Çarşamba Önerisi: El Kitapçığını Oku.

Resim
Çarşamba günü öneri günü. Okuduktan ya da çevremdekilerden öğrendikten sonra denediğim, uyguladığım önerileri yazıyorum. Bu haftaki öneri de el kitapçığını oku! Yaklaşık 3 haftadır annem şehir dışında olduğu için, ev hanımlığı bana ait. Babamla birlikte kalıyoruz evde. Bu süreçte yemek yapmak, temizlik yapmak, bulaşıkları yıkamak,ütü yapmak başlıca görevlerimden. Ev işleriyle bu kadar kapsamlı ilgilendiğim bir zaman olmadı. İtiraf etmeliyim: çamaşır makinasını ve bulaşık makinasını ilk kez çalıştırdım. Youtube'dan video izleyip nasıl ütü yapılacağını öğrenmeye çalıştım. Aynı zamanda evdeki makinaların kullanma kılavuzunu içeren "el kitapçıklarını" okumaya başladım. Genellikle bizde bu kitapçıklar kutunun içinde fazlalık yapmaktan başka işe yaramaz görünürler. Derhal kutuyla birlikte çöp kutusunu boylarlar. Malesef! Ancak çoktandır merak ettiğim mikrodalga fırının 30 saniyelik ısıtma dışındaki marifetlerini öğrenmek için el kitapçığını aldım okudum. Denemeye değer ...

Haftanın Görevi: Bir Gruba Üye Ol veya Bir Grup Kur!

Resim
Mutluluk konusuna kafa yormuş birçok kişi, etrafımızdaki insanlarla olan ilişkilerimizin mutluluğumuza olan büyük etkisine değinir.  İlişkilerimizde ne kadar başarılı olursak günlük hayatta o kadar mutlu ve başarılı oluyoruz.   Sosyal psikolojiye göre de bizlerle aynı hobilere, düşüncelere sahip kişilerle daha uzun soluklu ve daha yakın ilişkiler kuruyoruz. Bu durum evlilik için de geçerli. Benzer ilgi alanlarına sahip olduğumuzla kişilerle olan ilişkilerimiz bizi hayata sıkıca bağlıyor. Sebebi de ilgi alanlarımızı paylaşabileceğimiz kişilerin varlığıyla çevrelenmiş olmak bizi mutlu ediyor ve hayatımızın yansıtmasını istediğimiz değerleri yansıttığını düşünüyoruz. Bu yadsınamaz gerçek beni " bir kitap kulübü " oluşturmaya yönlendirdi. Çocuk kitapları okumayı seviyorum. (Daha önce bahsetmiş miydim?)  Bu kitap kulübünü, her ay çocuk edebiyatı kitaplarından belirlediğimiz 1-2 kitabı okuyup, onu ay sonunda buluşup konuşmak üzerine oluşturdum.  Grup ol...

O Kitabı Okumayı Bırak!

Resim
Lisedeyken bir kitap okumaya başladıysam eğer o kitabı kesinlikle bitirmem gerektiğine inanırdım. İlgimi çeksin veya çekmesin, o kitap bitmeliydi! Çok isteyerek, çok zamandır beklediğim bir kitabı aldığımda da elimde okuduğum başka kitap varsa önce onun bitmesini bekliyordum.  Hatırlıyorum, ne kadar kendimi baskı altında hissederdim. Ama o zamanlar her kitabın bana mutlaka katacağı bir şeyler olduğuna inandığım için sonuna kadar okumakta kararlıydım.  Şimdilerde bu alışkanlığımdan uzaklaştım. İtiraf ediyorum bunu değiştirmek yaklaşık 2 yılımı aldı.  Üniversitedeki 2. yılımda canım sıkkın olduğunda bir arkadaşım " gününü sevdiğin şeylerle doldur " demişti. Okumayı seviyordum, ama "o" sonunu bir türlü getiremediğim kitabı okumayı değil!  Elbette her kitap hayatıma bir şeyler katardı, ancak "o" kitap yerine severek bir sürü kitap okuyabilirim.  Bu durum şu fevkalede gerçeği anımsattı bana: " İstediğim HERHANGİ bir şeyi okuyabiliri...

Ramazan Bayramı Sabahı Yediğiniz Geleneksel Yemekleriniz var mı? Biz de Bayram Sabahı Yenilen Yemekler Meşhurdur.

Resim
Taplama Bayram tatili için gittiğim Adıyaman'dan döndüm. Nüfusça kalabalık bir aileye mensup annemin akrabalarının çoğu Adıyaman'da yaşıyor. 5 teyzeye ve 1 dayıya sahip olmak benim için büyük bir şans. Bu gezim sırasında bu kalabalık nüfus bir avantaja dönüştü ve yeni keşifler yaptım. Birçok kişiyle sohbet etmenin neticesi yeni ufuklara vesile, yeni fikirlere gebe oldu. Adıyaman'a Ramazan Bayramı'nda (bayramın ilk günü Kırıkkale'deydim, şehirlerarası geçen bir bayram yaşadım.) gittiğim için bayram geleneklerini yakından gözleme şansı elde ettim. Örneğin; bizde bayram yemekleri meşhurdur. Her Ramazan Bayramı sabahı anneannem "kızartma" dediğimiz sulu et yemeği pişirir. Bayram sabahı erkenden toplandığımız anneannemlerde kahvaltı yerine bu yemeği yeriz. (Sabahları et yemeği yememiz bana hala şaşırtıcı geliyor.)Yanına da pirinç pilavı olmazsa olmazlardandır. Et sever bir büyükbabaya sahip olmamız belki de bu geleneğin temel sebebidir:) Adıyaman...

"Mutlu değilim artık.Çünkü kentin ortasında dikiliyorum ve yaşarken görmediğim her şeyi görüyorum.Bir dilim ekmek için ağlayan...."

Resim
Bu aralar çocuk edebiyatına merak saldım. Tom Sawyer'ın Maceraları, Alice Harikalar Diyarında, Mutlu Prens gibi kitapları dönüp dolaşıp okuyorum. Kendimle ilgili yeni keşfettiğim bir durum bu. Minik bir kuzenime kitap seçer gibi doğruca çocuklar için 100 temel eser bölümüne gidiyorum kitapçıda. Çocuk kitaplarını okumak bazen tuhaf hissettiriyor, hatta kimi zaman o kitapları kendime aldığımı söylemeye çekiniyorum. Sonra durup düşününce 12 kişisel kararlarımdan ilki geldi aklıma. Şeyda ol! Başkası için eğlenceli olan şeyler senin için de olmak zorunda değil, bunun tam tersi de geçerli. Ve bugünkü kitap alıntısını Oscar Wilde'ın Mutlu Prens kitabından yapmak istiyorum. Oscar Wilde Mutlu Prens kitabında bencilce yaşadıktan sonra ölen ve sonraki yaşamında gerçek mutluluğun ne olduğunu öğrenen bir prensin öyküsünü anlatıyor. Öldükten sonra mutlu prensin heykeli şehrin ortasına dikilir. Kentte bir nilüfere aşık olan bir kuşun barınmak için mutlu prensin bacakları arasına t...

Çarşamba Önerisi: Rengini Bul!

Resim
Eminim siz de giydiğimiz, kullandığımız her rengin karşımızdakilere ayrı bir mesaj verdiğini okumuşsunuzdur. Kısaca: kırmızı renk hızı, adrenalini temsil eder, iştah açar. Restoranlarda, kafelerde sıkça kırmızının kullanılmasının sebebi budur. Yeşil doğayı simgeler, rahatlatıcıdır ve güven verir. Beyaz saflığı temsil eder ve devamlılığın, istikrarın göstergesi olduğu için iş görüşmelerinde tercih edilir. Mavi renk sağlamlılığı, sonsuzluğu ifade eder gibi anlamları varmış renklerin. Hatta sarı giydiğimizde karşımızdakine geçicilik hissi veriyormuşuz! Bundan yaklaşık 2 yıl önce üniversitede katıldığım bir seminerde de  kahverenginin güvensiz bir mesaj verdiğini ve iş görüşmesine giderken giyilmemesi gerektiğini öğrenmiştim. Renkler ve mesajları bir yana, geçenlerde kuzenim kendi renginin "mavi" olduğunu ve sırf mavi renkte olduğu için bazı eşyaları ve kıyafetleri daha güzel bulduğunu söylemişti. Üniversiteden bir arkadaşım da "pembe" renginden tabir yerindeys...

Haftanın Görevi: Şekersiz, Unsuz ,Yağsız Kek Yap!

Resim
18 Mart'tan bu yana şeker ve şekerli ürünleri yemiyorum. Meyveden karşılıyorum şeker ihtiyacımı. Bırakmamın sebebi de tam anlamıyla şeker bağımlısı bir insandım. Akşam yemeği yerine çikolata yerdim ya da sabah kahvaltısı öğünüm gofretti diyebilirim. Abartmıyorum. Sonunda da şeker hapsinden kurtuldum. Özgürüm ve bundan dolayı daha iyi hissediyorum kendimi. Yapılan bir araştırma sonucu da beni çok etkiledi : akciğer kanserine %53 oranla şeker sebep oluyormuş! Sigara ise %47 oranla sebep oluyor.  İlk duyduğumda çok şaşırmıştım. Şeker "en tatlı zehir" tabirini kesinlikle hak ediyor. Şekersiz yaşayan biri olarak internette bu tarifle karşılaşınca da denemek istedim. Şekersiz, yağsız, unsuz olması elbette beni cezbetti. Lezzetini sevdim, gerçekten keçiboynuzu unu ve muz, şeker tadını çok iyi karşılıyor . Denemenizi tavsiye ederim. Şekersiz, yağsız, unsuz kek tarifi: 100 gr keçiboynuzu unu (market yerine aktardan alırsanız çok uyguna geliyor.) 3 yumurta 3 çürük muz...