ŞEYDA ILGAZ

Gün içinde bir insan yaklaşık 35.000 karar veriyor.  Bu kararların bazısı üzerinde düşünmemizi gerektirmiyor ama bazısı bizi kolayca strese sokabiliyor. Vereceğimiz kararlardan pişman olmamak adına düşünüp duruyoruz.  Kaç dakika daha uyumalıyız? Ne giymeliyiz? Kahvaltıda ne yemeliyiz? Konuşurken ne söylemeliyiz? Akşamki davete gitmeli miyiz? O çok beğendiğimiz elbise indirime girdi, satın almalı mıyız? Meli miyiz, malı mıyız soru ekleriyle günü geçiriyoruz.  Peki gerçekte hayatımızı bu kadar strese sokmaya değen kararlar mı alıyoruz? Bu kararları azaltmanıın, daha az strese girmenin bir yolu yok mu? Karar verilecek konuları aza indirmek bizim elimizde.  Gün içinde aldığım bazı kararları şu şekilde hayatımdan çıkarmaya çalışıyorum: Her gün aynı kahvaltıyı yiyerek "kahvaltıda ne yiyeceğim?" sorusuna cevap aramaktan kurtulmuş oluruz. Yaklaşık 1 aydır aynı sabah kahvaltısını yiyorum.  Toplantılar veya sunum için giyeceğimiz kıyafeti önceden belirleyerek...

Geçen hafta, Prof. Dr. Mihaly Csikszentmihalyi’nin Akış adlı kitabını, Roald Dahl’in Benek Tozu ve diğer Müthiş Sırlar adlı kitabını ve yazar Donald Spoto'nun Audrey Hepburn'ün hayat hikayesini anlattığı Zarafet adlı kitabını okudum. Bu 3 kitap da farklı kategorilerde değerlendiriliyor. Akış kitabı Psikolojik,  Benek Tozu ve diğer Müthiş Sırlar kitabı Çoc uk Kitapları kategorisinde ,  Zarafet  adlı kitap ise Biyografik türde değerlendiriliyor.  Her üçü de bende lezzetli bir tat bıraktı. 

Aslında haftanın yemeği olarak belirtsem de bu yulaf ezmesi karışımını sabah kahvaltısı niyetine yiyorum. Tadını çok sevdiğim için yemek yapmaya üşendiğim günler akşam yemeği olarak da tüketebiliyorum. İçindekiler: •2 yemek kaşığı yulaf •1 tatlı kaşığı keten tohumu •2 tatlı kaşığı chia tohumu •1 yemek kaşığı fıstık ezmesi( evde   kendi yaptığımdan koyuyorum) •3/4 yemek kaşığı yoğurt •Tarçın •2 tüm ceviz içi Bu tarif içerdiği lifler sayesinde uzun süre tok hissettiriyor. Aynı zamanda besleyici değeri de oldukça  fazla. Her sabah bu karışımı yiyorum diyebilirim. Yoğurt yerine süt de tercih edebilirsiniz. Afiyet olsun!

E-kitap mı yoksa basılı kitap mı tercih ediyorsunuz?  Her ikisinin de avantajları ve dezavantajları Mevcut. Aşağıya linkini bıraktığım sitede e-kitap ve basılı kitaplar detaylı bir şekilde anlatılmış. Karşılaştırması yapılmış. Elime kitap alıp okumayı sevsem de her an her yer de basılı kitap okunamıyor. Örneğin kalın kitapları taşıması bazen işkence olabiliyor. Böyle zamanlarda e-kitap imdada yetişiyor Üstelik y apılan son araştırmalar kişinin kitapları sesli dinlemesi ile kağıttan okuması arasında öğrenme durumunu çok etkileyen bir durum olmadığını belirtiyor. https://www.karavandakiadam.com/e-kitap-mi-basili-kitap-mi/?fbclid=IwAR2yU0psnQyoFUF-YD4-4HpXWIx8sEYPQJ2isk5jJeIiYIyy8Iemz3ClGN4

Laurie Santos, Yale Üniversitesi'nde psikoloji ve bilişsel bilim profesörü. Prof. Laurie Santos,  Yale Üniversite'sinde 2018 yılı İlkbahar mevsiminde " Psychology and the Good Life " adlı bir ders açar. Diğer her ders gibi 30 kişinin bu derse katılmasını beklerken yaklaşık 1200 öğrenci derse kayıt yaptırır. Bu durum medyanın bile dikkatini çeker. Bu ders Yale Üniversitesi Tarihi'nde en popüler ders olma ünvanını alır. Derste öğretilenler genel anlamda günlük hayatımızda nasıl mutlu olacağımızla ilgili konulardan oluşuyor. Mutlu olmak için doğru bildiğimiz yanlışları,  pozitif psikoloji ve davranışsal psikoloji öğretileri ile uygulamalı olarak anlatır.  Psychology and the Good Life Dersi'nde öğrencilere ödevler de verilir. Bu ödevlerden bazıları: Geceleri 8 saat uyumak Her gün şükredilen 5 şeyi yazmak Birine bir iyilik yapmak Ders bu kadar ilgi çekince bu dersi herkesin almasını sağlamak için Coursera'da online olarak dersi yayınladılar....

Diyelim ki kötü bir gün geçiriyorsunuz. Dün gece yeterince uyumamışsınız, bir arkadaşınızla tartıştınız veya öğle yemeğinde çok yediğiniz için pişmanlık duyuyorsunuz. Dolayısıyla modunuz düşmüş. Bu tarz durumlarda aşağıdaki maddeleri uygulamak çoğunlukla modunuzu yükseltecek ve güne olan puanınızı artıracaktır. Egzersiz yapmak (özellikle açık havada yapılan spor) Geçmişin ve hayal ettiğiniz geleceğin resmini çizmek Sevdiğiniz bir arkadaşınızla yüz yüze sohbet etmek  Çok sevdiğiniz bir kitabı okumak Birine bir iyilik yapmak Bulunduğunuz mevsim için yapmayı hedeflediğiniz bir eğlence listesi hazırlamak Şükrettiğiniz 5 şeyi yazmak Aile üyelerinizi aramak, yaşadığınız durumu onlarla paylaşmak Bu listeye sizin ekleyecekleriniz var mı? Varsa yorumlarda belirtebilirsiniz. 

Bu hafta aktris, yardımsever Audrey Hepburn’ün hayat hikayesini ve yaptığı çalışmaları konu alan “Zarafet” adlı kitabı okudum.  Kitapta beni en çok etkileyen kısım Audrey Hepburn’ün Unicef önderliğinde yaptığı çalışmalar oldu.  Hayatının son yıllarında gönüllü olarak Unicef için çalışan ve açlıkla mücadele eden bir çok ülkeye ziyaret gerçekleştiren Audrey Hepburn şöhretini ve tanınırlığını insanlara yardım için kullanmış.  Okuduklarımdan edindiğim mesajlara göre yardımseverlikle geçen bu yıllar onun en mutlu ve tatmin olduğu yıllar olmuş.  Audrey Hepburn röportajlarında şunları söyler:  “Önceleri hiçbir şeyden haberim yoktu ama kendim olabileceğim işlerde çalıştım ve bir süre sonra şöhretmiş, film yıldızlığıymış hepsi silindi. Yapıcı bir şeyler ortaya koymazsan şimdiye dek başardıklarının ne anlamı kalır ki?” Altmışıncı doğum gününden hemen sonra, 1989 yazında Steven Spielberg’in  romantik fantezisi Always Filmi’nde  Aud...