ŞEYDA ILGAZ

         “Darcey bu dünyadaki bütün üzüntü ve dertlerin mutsuz insanlar tarafından ortaya çıkarıldığını söylemişti. Sadece şu herkesin bildiği Hitler ve Stalin olayında değil, en kişisel seviyede de. Kendi hayatımda bile mutsuzluklarımın etrafımdakilere nasıl acı, sıkıntı ya da en azından rahatsızlık verdiğini görebiliyorum. Öyleyse tatmin arayışı sadece insanın kendisine yarayan bir eylem değil aynı zamanda dünyaya verilecek cömert bir armağan. Şikayetlerinden arınmak seni yoldan öteye taşır. Artık sadece kendine değil başkalarına da engel olmaktan uzaklaşırsın. Ancak bundan sonra başkalarına yardım etmek ve onlardan zevk almakta özgürsün.” -Elizabeth Gilbert       "Ye Dua Et Sev" kitabı tekrar tekrar okunabilecek bir kitap. Bu alıntıyı da kitaptan yaptım. O kadar doğru ki.       Başkalarını mutlu edebilmek için önce kendimizi mutlu etmek gerekiyordu.Bunun tam tersi de doğru. Kendimizi mutlu etmenin yollarından biri d...

Aralık Ayı kitap önerisi canım arkadaşım Meriç Kınalı'ya ait. Onunla röportaj yaparken bu kitaptan bahsetmişti. (Röportajı okumak için  linki  tıklayın. ) Ben de bu ay o kitabı okuma fırsatı yakaladım ve yazar J.D.Salinger'in iç sesi olduğuna inandığım ana karakter Holden Caulfield'i çok samimi ve kendime yakın hissettim.                                  Yılın son kitap önerisi : Çavdar Tarlasında Çocuklar - J.D.Salinger Kitabın içeriği hakkında çok bilgi vermeyeceğim. Benim gibi içerik hakkında detaylı bilgi almayı sevmeyenler olabilir.  Kısaca; ergenlik yıllarında olan ana karakter Holden'in bir Noel gecesinden önce başına gelen olayları isyankar bakış açısıyla anlattığı olaylar yer alıyor kitapta. Kitabın dili yalın ve çok samimi. Holden'ı anlamak hiç de zor değil, o kesinlikle bizden biri.  Mutlu okumalar!  Blog yayınlarını facebook'taki...

Haftanın Röportajı: Aylin Öztaşkın Eylül ayından beri Signum Tte adlı bir yazılım firmasında iş analisti olarak çalışmaktayım. Çalıştığımız ofisi IT Pota ve Sektörel Danışmanlık şirketleriyle ortaklaşa kullanıyoruz. IT Pota bilişim sektöründe çalışan bir işe alım firması ve Sektörel Danışmanlık ise bir yazılım şirketi. Bu şirketlerin kurucu ortağı olan Aylin Öztaşkın ile de işim sayesinde tanıştım. İşini çok severek yaptığı her şekilde belli  olan Aylin Hanım'ın işe alım dünyasının merkezinde biri olarak anlatacağı ve bize de aktaracağı çok yararlı bilgiler olacağına inanarak ona röportaj için ricada bulundum. O da saolsun hemen kabul etti. Bu röportaj ile lise öğrencilerinden gelen istek üzerine onları da ilgilendiren sorular sormayı hedefledim. Ayrıca üniversiteye yeni başlayacaklar için ve yeni mezunlar için çok yararlı olduğuna inandığım bilgilerin de paylaşıldığı bir röportaj oldu. İyi okumalar! Aylin Öztaşkın’ı kısaca tanımak için: İstanbul Teknik Üniversites...

Madem Kasım ayını yaşanabilecek bambaşka bir  aşkla özdeşleştiriyoruz, bu ayki kitap önerisi içinde aşkın da olduğu bir kitap olsun istedim.  Ki bu kitap bu ara gerçekten favori kitaplarımdan. Altını çizerek okuyorum her defasında. Yazar -Elizabeth Gilbert- analizleriyle "tam da dediğin gibi!" dedirtiyor.  Kasım Ayı hayatınıza yeni bir açıdan bakıp, yeni başlangıçlar yapmanızda yardımcı olacak kitap önerisi: YE DUA ET SEV- Elizabeth Gilbert          Filmini ben izlemedim ama izleyenler eminim vardır. İzleyen arkadaşlarımın çoğu  izlerken sıkıldıklarını söyledi. Kimisi de filmde çok şey anlatılmak istendiğini, durup düşünerek izlenilmesi gereken bir film olduğunu söyledi.  Film mi kitabı mı ikilisinde kitabı tercih eden biri olarak(Harry Potter Zümrüdüanka Yoldaşlığı kitabında anlatılanların %70'nin filminde olmaması bu tercihimin en büyük etkenlerinden) , filmini izlediyseniz bile kitabını okumanızı tavsiye ederim....

Ağustos ayında aldığım kararlarımdan biri Ağustos ayı boyunca her gün bir tane TedTalks konuşması izlemekti. İçerikleriyle ve konuşmacılarıyla hemen her kişiye hitap ettiğini düşünüyorum bu konuşmaların. İlgi alanlarınıza göre mutlaka ilgiyle dinleyeceğiniz konuşma bulabiliyorsunuz.  İzlediğim konuşmaların içinde beni en çok etkileyenlerden biri Meaghan Ramsey'in "Çirkin Olduğunu Düşünmek Neden Kötü?" başlıklı konuşması oldu. (İzlemek isteyenler için konuşmanın linki: https://www.youtube.com/watch?v=gXlIAS-rI4ELPMB ) Bu konuşmadaki çarpıcı gerçeklerden birkaçı: **Ayda yaklaşık 100.000 kişi "Çirkin miyim?" diye Google araması yapıyormuş ve Meaghan Ramsey bu kişilerin çoğunun genç kızlar olduğunu düşündüğünü söylüyor.  Düşük özgüven ve sahip olduğumuz görünüşten tatmin olmama duyguları kişide alkol ya da uyuşturucu bağlılığını dahi tetikleyen bir durummuş. Sosyal medyayla birlikte mükemmele yakın görsel imgelerin hayatımıza girmesi  görünüşümüzden duy...

Her defasında mutlu eden nadir şeylerden biridir "kitap" okumak.  Madem mutluluğa dair yazıyorum, okumaktan zevk aldığım, her okuduğumuzda bizi mutlu diyarlara götürebilecek, ufkumuzu genişletecek kitaplar üzerine de yazmalıyım dedim.  Ekim Ayı sizi mutlu kılacak öğretileriyle dolu kitap önerisi: Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği-Milan Kundera Kitabın içeriği hakkında çok bilgi vermeyeceğim. Benim gibi içerik hakkında detaylı bilgi almayı sevmeyenler olabilir.  Kısaca; ünlü Çek'li yazar Milan Kundera'nın Prag ve Milano'da yaşayan bir çiftin hayat hikayesini anlattığı, ve bende  sürekli altını çizmek isteği uyandıran  ufkumuzu açan fikirleriyle dolu, komünizm eleştirileri olan kitabı.  Okumanızı kesinlikle tavsiye ederim.  Mutlu okumalar!

Üniversiteye yeni başlayanlar veya halihazırda okuyanlar için rehber olacağına inandığım röportaj serisinin bu haftaki röportajını Bilkent Üniversitesi Hukuk Bölümü'nden bu yıl mezun olan Kadir Özdemir ile yaptım.  Kadir'le üniversitedeki ilk yılımda sınıf arkadaşıydık. Farklı alanlardan mezun olmuş arkadaşlarımla röportaj yapmak istediğimden dolayı, ona rica ettim ve o da hemen kabul etti. Hukuk Bölümü'nü okumakta kararsız olanlar, bu bölümün artı ve eksilerini merak edenler ve şuan okuyanlar için çok yararlı olacağına inandığım bilgiler paylaştı.  Kadir şuanda özel bir firmada stajyer avukat olarak çalışıyor. Mutlu okumalar! RÖPORTAJ: Şeyda: Mutluluk denilince aklına gelen tabloda neler var? Kadir Özdemir: Mutluluğu çok uçlarda aramıyorum açıkçası. Minimal hayaller peşindeyim o noktada. Beklentilerimi düşük tutuyorum. Böylece mutluluk kat sayısını yükseltmiş oluyorum. Mutluluk denilince aklıma gelen tablo içinde bir pazar günü betimlemek istiyorum...