Kayıtlar

Haftanın Görevi: Halk Kütüphanesine Üye Ol!

Resim
İncirlik 100.Yıl Halk Kütüphanesi Elif Şafak twitter hesabında yazmış: " Kapanan her kütüphaneyle biraz daha azalmakta hayal gücümüz,insanlığımız.. 77 milyonluk ülkemizde halk kütüphanesi üyesi sadece 1 milyon 200 bin kişi ."  Üzücü gerçek. Bu yazıyı okuyunca, ertelediğim "halk kütüphanesine üye olmak" işini sonunda hallettim.  Yaşadığım yerdeki halk kütüphanelerini yaklaşık 3 yıl önce araştırmıştım. Sayıca bakıldığında çok olan halk kütüphanelerimiz malesef içerik bakımından hayal kırıklığına uğratmıştı beni. Özellikle Sabancı Kültür Merkezi'nde (Halk kütüphanesi  olarak geçmese de .)istediğiniz kitabı bulmak oldukça zor. İncirlik'te 100.yıl Çocuk Kütüphanesi olması benim için büyük şans. Hem yakınımda olması ,hem de kitap çeşidi bakımından tahmin ettiğimden zengin olması beni sevindirdi. Ordaki kitaplardan yararlanacak olmak mutluluk verici. Ve en büyük hayalimden biridir: Huzur bulduğumuz, sadece kitap okumak için değil her gittiğimizde atmos...

Küçük Bir Sürpriz Hazırla!

Resim
Pazar günü annemin doğum günü. Onun için bir doğum günü partisi hazırlığı içindeyim. Yakınımızda oturan akrabalarımızı ve sevdiklerimizi çağırmayı düşündüğüm bir organizasyon olacak. Annem için bu doğum günü partisi sürpriz olsun istedim. Çünkü sürprizleri çoğu kişi gibi çok sever.Gerçi pazar günü doğum günü olduğunu sıkça hatırlatıp ne alacağımı soruyor. Pek sürpriz olmayabilir orası ayrı!:) Yapılan araştırmalara göre de sürprizler karşısında daha mutlu olma eğilimindeyiz .   Hiç beklenmedik bir şekilde ya da beklenenden daha fazla başarılı olunduğunda da daha mutlu oluyormuşuz. Ki bu duruma tanık oldum. Gerçekten öyle! Mutluluk araştırmalarım sırasında denk gelmiştim mutluluk ve sürprizler arasındaki yakın ilişkiye. O yüzden " doğum günlerini hatırla " kararıma ek olarak "küçük bir sürpriz hazırla " kararı da aldım. Bu kararımın annemin doğum gününe denk gelmesi uygulama açısından çok iyi oldu. Sonuçları pazar günü göreceğiz. Siz sevdikleriniz için sıkça...

"Ona güç bir yaşlı gibi değil, yaşlı bir çocuk gibi davranıyordu; bu aldanış ikisi için de Tanrı'nın bir lütfuydu, çünkü onları acıma duygusundan kurtarmıştı."

Resim
Geçen yılın Nisan ayında kaybettiğimiz büyük yazar Gabriel Garcia Marquez, baş yapıtlarından olan "Kolera Günlerinde Aşk" kitabına kaleminden şu satırları akıtmıştır:  "Ona güç bir yaşlı gibi değil, yaşlı bir çocuk gibi davranıyordu; bu aldanış ikisi için de Tanrı'nın bir lütfuydu, çünkü onları acıma duygusundan kurtarmıştı." Bu satırlar aklıma dünyayı algılama biçimimizin davranışlarımıza olan etkisini getirir. Karşımızdaki kişiye olan davranışlarımız o kişi hakkındaki düşüncelerimizle çok yakından ilişkili. Bir dergide rast gelmiştim: bir restoranda sipariş verdiğimiz garsonların bize karşı tavırları beklediğimiz kadar kibar olmadığında bunu kişisel algılamadan önce durup düşünmemiz gerekiyor. Onun da bir insan olduğunu ve kişisel problemleri olabileceğini unutmamalıymışız. Örneğin ailesinden birinin sağlık problemleri olabilir ve bu durum onu üzüyor olabilir. Veya özel hayatında kız/erkek arkadaşıyla bir problemi olabilir.Daha birçok örnek sayabiliriz...

Büşra Ökten:"Üniversiteye yeni başlayanlara şunu diyebilirim.Üniversitede kesinlikle “exchange” yapsınlar. Ben exchange programıyla Amerika’ya gittim ve üniversite hayatımdaki en güzel yıl oldu diyebilirim."

Resim
Üniversiteden yeni mezun olmuş biri olarak, üniversiteye yeni başlayanlara rehber niteliğinde olacak bir röportaj serisi yapmaya karar verdim. Bu serideki röportajları üniversiteden yeni mezun olmuş, fikirlerine önem verdiğim arkadaşlarımla yaptım. Her biri bu röportajlar için beni kırmadılar ve  değerli vakitlerini ayırdılar. Buradan hepsine teşekkür etmek istiyorum.  Bu haftaki röportajı Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden bu yıl mezun olan çok sevdiğim arkadaşım Büşra Ökten'le yaptım. Büşra hayatımda tanıdığım en yardımsever, en iyi insanlardan biri. Abartmıyorum! Bölümümüzün en başarılı öğrencilerinden ve kariyerine Bilkent Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrencisi olarak devam edecek.Akademik hayatta çok başarılı olacağından eminim. RÖPORTAJ: Şeyda: Seni sürekli mutlu eden basit bir alışkanlığın var mı? Büşra Ökten: Müzik dinlemek. Müzik dinleyince günün yorgunluğunu atıyorum, rahatlıyorum. Her zaman dinleyebilirim. Yani yolda yürürke...

Ağustos Ayı Kitap Önerisi

Resim
Her defasında mutlu eden nadir şeylerden biridir "kitap" okumak.  Madem mutluluğa dair yazıyorum, okumaktan zevk aldığım, her okuduğumuzda bizi mutlu diyarlara götürebilecek, ufkumuzu genişletecek kitaplar üzerine de yazmalıyım dedim.  Ağustos Ayı sizi mutlu kılacak öğretileriyle dolu kitap önerisi: Adı Aylin-Ayşe Kulin. Kitabın içeriği hakkında çok bilgi vermeyeceğim. Benim gibi içerik hakkında detaylı bilgi almayı sevmeyenler olabilir.  Kısaca kitap Aylin Devrimel'in macera dolu yaşamını anlatıyor. Kitap oldukça hızlı ilerliyor ve Aylin'in enerjisi sizi hemen sarıyor. Kitabın verdiği çok mesaj var, beni gerçekten çoğu noktada düşündürdü.  Biyografi okumayı sevenlere özellikle tavsiye ederim! Mutlu okumalar! Ağustos ayı dünyaya;ülkemize;ailemizde;bize huzur ve mutluluk getirsin!

Deprem sabahı ilk aklıma gelen-ŞÜKÜR RİTÜELİ düzenle.

Resim
Adana'da dün gece saat 1 civarında Mersin Körfezi'nde meydana gelen yaklaşık 5 şiddetindeki deprem çokça hissedildi. Ben derin uykudaydım, sadece garip rüyalar gördüğümü hatırlıyorum. Sabah bir arkadaşımdan öğrendim deprem olduğunu(Arkadaşım Konya'da yaşıyor.) ve babamla konuştuğumda depremin şiddetli olduğunu öğrendim.  Balkondaki çatlak derinleşmişti. Ev ses çıkararak ileri geri gitmiş. Deprem tarifi zor, "gerçek" bir his . 6 yaşındayken depreme birebir tanık olmuştum. Oldukça garipti ve tek kelime dahi etmemiştim. Kimse edememişti! Bu deprem sonrası gerçekten ya evimiz yıkılsaydı diye düşünmeden edemedim. Yeteri kadar şükretmiyordum. Evimizi gerçekten çok severim. Bana ilk başta güveni ifade eder, ailemle yaşadığım güvenli yer. Her bir oda,bahçemiz, çatımız günlük hayatımızın büyük çoğunu geçirdiğimiz yer ve mutluluğu inşa etmeye çalıştığımız yerler. Neden bir " şükür ritüeli " yapmayayım dedim. Kendime evimizin kapısnı her açtığımda, anahta...

"İnanç, var oluşun gücüdür. Bir insan yaşıyorsa bir şeylere inanıyordur. " -TOLSTOY

Resim
Austin Enstitüsü'nün yaptığı araştırmalara göre inanç ile kişinin mutluluğu arasında güçlü bir ilişki va r. Araştırmaya katılan kişilere kendilerini çok mutlu, bazen mutlu, hiç mutlu değil olarak kategoriye koymaları istendi. Haftada en az bir kere kiliseye gidenler %45 yüzdeyle kendini çok mutlu olarak belirtirken, hiç gitmeyenlerin(inanmayanlar) sadece %28 ile kendilerini çok mutlu olarak belirtti.  Yine aynı araştırma inanç sahibi olan kişilerin hayatlarında karşılaştıkları sorunlarla başa çıkma yüzdesinin yüksek olduğunu ve hayattan daha çok tatmin olduklarını gösterdi.  (Detaylar için: http://www.dailymail.co.uk/news/article-2886974/Study-Religious-people-happier-life-satisfaction-others.html ) Tolstoy da hayatı boyunca hayatın anlamını araştırmış biri ve kitaplarında sıkça bu konuyla ilgili yazmıştır. İtiraflarım adlı kitabında:  "İnanç insanın var oluşunun anlamına ilişkin bilgidir ve ancak bu bilginin sonucunda insan kendisini yok etmeyip yaşamını s...