Konuşma Tarzımız, Davranışlarımız Neden Etrafımızdaki İnsanlar Tarafından Şekilleniyor? Cevap: Ayna Nöronlar.
İlkokuldayken sıra arkadaşım kim ise yazım onunkine benziyordu. Diyelim ki onun yazısı küçükse benim yazım da aniden küçülmeye başlıyordu. O "z" harfinin ortasına bir çizgi çekiyorsa benim z'lerim de öyle oluyordu ve bunu kontrol edemiyordum. Diyelim ki o sol eliyle yazıyordu ben de evde sol elimle yazmaya çalışıyordum! Ciddiyim, solla yazdım bir dönem ve bu sayede iki elimle de yazabiliyordum. Bu durum bir dönem sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Hani benim özgün yazı stilim nerede diye :) Araştırınca sebebinin ayna nöronlar olduğunu öğrendim. Ayna nöronlar kısaca: çevreden gelen sinyalleri alıp bunları kopyalayan nöronlardır. Özellikle görme ve işitme duyu organları vasıtasıyla kopyalama işini yaparlar.
Ayna nöronlar sayesindedir ki esneyen birini gördüğümüzde biz de esneriz. Dizide izlediğimiz,sevdiğimiz bir karakter üzgünse ve ağlıyorsa istemsizce biz de onunla aynı duyguları paylaşır, üzülürüz. Bu nöronlar karşı tarafın mimiklerini kopyalamamıza sebep olur.
Siz de fark etmişsinizdir belki; konuşma tarzımız sıklıkla etrafında olduğumuz kişilerin bir karışımı. Onlar cümlenin sonunu uzatıyorsa, büyük olasılıkla biz de uzatırız. Onlar cümle için de çok fazla "hocam" diyorsa (ODTÜ mezunları bu duruma aşinadır),bizim deme olasılığımızı da artacaktır.
Yazar Sayaka Murata'nın "Kasiyer" adlı kitabında 36 yaşındaki kasiyer Keiko şunları düşünüyor:
"Özellikle konuşma konusunda, yakınlardaki insanların etkisi bulaşıcıdır. Şimdilerde konuşma tarzım İzumi Hanım'la Sugavura'nın karışımı gibi bir şey.Benim konuşma tarzım da bir başkasına bulaşmış olabilir. Bu şekilde birbirimize bulaştırarak insan olmayı sürdürüyoruz."
Sizin de hiç ayna nöronlarınız sayesinde konuşma tarzınızın aniden değiştiği veya iş yapış şeklinizin değiştiği oldu mu? Hangi durumlarda bunu deneyimlediniz?
Yorumlar
Yorum Gönder