Yazar Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi Serisinde Gökyüzünü Tasvirini Çok Sevdim. Şu Sözlerle Anlatıyor Gökyüzünü::
Gökyüzüne bakmak çoğu zaman huzur verir insana. Ne zaman gökyüzüne baksan her anında farklı tablolarla farklı sahnelerle karşılaşırsın. Kimi zaman berrak bir mavi kimi zaman solgun bir gül renginde olur. Tüm renk tonlarını içinde saklar, moduna göre istediğini zulasından çıkarıverir.
Gökyüzü böyle güzel ve her an sürprizlerle doluyken, daha çok gökyüzüne bakmak istiyorum. Ama günlük hayatın keşmekeşi içinde bunu çok yapamıyorum. Aklımdan çıkıveriyor bakmak. Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiirindeki gibi bir durak olsa da hatırlatıverse keşke gökyüzüne bakmayı.
Yüzüklerin Efendisi serisini okurken de yazarın gökyüzünü tasvir ediş tarzını çok sevdim.
"Doğu'da, kenarları kırmızı bir renk ile lekelenmiş kirli yün ipliklere benzeyen uzun bulutların ardında, ışıl ışıl sarı derinlikler uzanıyordu."
Serinin ilk kitabı Yüzük Kardeşliği'nde yazar Tolkien sıklıkla kahramanların bulunduğu ortamları tasvir etmiş. Ama bu öyle bir tasvir ediş ki orayı soluyor, kahramanları bir çalılığın arkasından izliyor gibi tüm mekansal detaylara hakim oluyorsunuz.
Belki de tasvirlerin detaylandırılması Yüzükler Efendisi filminin dünya çapında bir başarıya ulaşmasında bir etkendir. Yazar film yapımcılarının işini kolaylaştırıp tüm detayları onlar yerine düşünmüş.
Gökyüzünü anlatışında kırmızı lekeli bulutların ardında yansıyan sarı ışıkları ışıl ışıl sarı derinlikler şeklinde belirtmesini çok hoş buldum.
Gökyüzüne kesinlikle daha çok bakmalıyım..
Yorumlar
Yorum Gönder