Nobel Ödüllü Bilim İnsanlarını Normal Meslektaşlarından Ayıran En Belirgin Fark:

Adam Grant  #Orijinaller kitabında, Nobel Ödülü almış bilim insanları ile sıradan bilim insanlarının sanata olan ilgisini karşılaştıran bir araştırmaya değiniyor.

Michigan Eyalet Üniversitesi'nden 15 kişilik bir araştırmacı ekibinin yaptığı karşılaştırmanın sonuçları gösteriyor ki:

Binlerce kişinin temsil edildiği bir çalışma, girişimciler ve mucitlerde de benzer sonuçları ortaya koymuş. Buna göre, yeni bir iş kuran veya patent başvurusunda bulunan insanların boş zaman hobileri arasında resim, mimari, heykel ve edebiyat bulunma olasılığı, akranlarınınkine göre daha fazla çıkıyor. 

Bilime ve işe yeni açılardan bakmaya açık olan insanlar, fikir ve duygularını imgeler, sesler ve sözcükler aracılığı ile ifade etmeye ilgi duyarlar. 

Kitapta bu durumu daha iyi açıklayabilmek için gözlemsel astronominin babası Galileo'dan bahsedilir.

"Galileo şaşırtıcı deneyini yapıp da Ay'daki dağları bulduğunda aslında teleskobu bu bulguyu destekleyecek büyütme gücüne sahip değildi. Galileo dağları değil, Ay'da aydınlık ve karanlık bölgeleri birbirinden ayıran zikzak deseni görebilmişti. Başka gökbilimciler de benzer teleskoplar kullanıyorlardı fakat Simonton'un dediğine göre "karanlık ve aydınlık bölgelerin neyi ima ettiğini anlayabilen" bir tek Galileo olmuştu. Fizikte, gökbilimde gereken deneyim derinliğine sahip olmakla kalmıyor, resim konusunda da geniş bir deneyimi bulunuyordu.  Galileo, ışık ve gölgenin temsiline odaklanan "chiaroscuro" adlı tekniğin eğitimini aldığı için, başkalarının göremediği yerde dağları görebilmişti."

Adam Grant araştırma sonuçlarını örneklerle anlattıktan sonra, bizlerin de bilgilerimizi sanatı kapsayacak şekilde genişlettiğimizde sık sık yeni fikirler keşfedebileceğimizi söylüyor. Tıpkı girişimciler ve mucitler gibi.