Kadir Özdemir:"Lisede ilk olarak sayısal bölümünü tercih etmiştim. Ancak Hukuk Bölümü'nü düşünerek 3.sınıftan 4.sınıfa geçerken bölümümü değiştirdim."

Üniversiteye yeni başlayanlar veya halihazırda okuyanlar için rehber olacağına inandığım röportaj serisinin bu haftaki röportajını Bilkent Üniversitesi Hukuk Bölümü'nden bu yıl mezun olan Kadir Özdemir ile yaptım.
Kadir'le üniversitedeki ilk yılımda sınıf arkadaşıydık. Farklı alanlardan mezun olmuş arkadaşlarımla röportaj yapmak istediğimden dolayı, ona rica ettim ve o da hemen kabul etti. Hukuk Bölümü'nü okumakta kararsız olanlar, bu bölümün artı ve eksilerini merak edenler ve şuan okuyanlar için çok yararlı olacağına inandığım bilgiler paylaştı. Kadir şuanda özel bir firmada stajyer avukat olarak çalışıyor.
Mutlu okumalar!
RÖPORTAJ:
Kadir Özdemir: Mutluluğu çok uçlarda aramıyorum
açıkçası. Minimal hayaller peşindeyim o noktada. Beklentilerimi düşük
tutuyorum. Böylece mutluluk kat sayısını yükseltmiş oluyorum. Mutluluk
denilince aklıma gelen tablo içinde bir pazar günü betimlemek istiyorum.
Kahvaltımı yapmışım, kahvaltıdan önce sabah belki yürüyüş yapmışım. Haftanın yorgunluğunu
üzerimden atmışım. Belki işten kalan birkaç mesele var, onları hallediyorum. Biraz
televizyon seyrederken uyuyakalıyorum. Bence mutluluk bu.
Şeyda: Seni sürekli mutlu eden basit bir alışkanlığın var mı?
Kadir Özdemir: Günlük olarak yaptığım bir şey yok.
Ama üniversitede kazandığım bir alışkanlık olarak sporu söyleyebilirim. Haftada
3-4 gün gitmeye çalışıyorum. Yapınca kendimi rahatlamış, günün yorgunluğunu
atmış hissediyorum. Bu da beni mutlu eden bir durum. Gittiğim zaman spora en az
2 saatimi harcıyorum. O yüzden kimi zaman gitmeye üşeniyorum, ama gidince de
kesinlikle iyi ki gitmişim diyorum.
Kadir Özdemir: Benim çok net bir mutsuzluk
tanımım yok. Ama şöyle ifade edebilirim. Gün içinde bir şeye beklentiyle
yaklaştığımda ve o şey gerçekleşmediğinde günüm hakikaten kötü geçebiliyor. Basit
bir örnekle açıklayacak olursam; evde çay yapmak istiyorum ama çay kalmamışsa
evde ya da yüksek bir not beklediğim sınavın sonucunun beklediğim gibi
gelmemesi beni huzursuz eder. Hukuk’ta özellikle olur bu. Ne zaman sınavımın
iyi geçtiğini düşünsem sonuç kötü gelir. Haliyle bu duruma üzülüyor insan.
Şeyda: Peki modun düşük olduğunda, kendini mutsuz hissettiğinizde genelde
neler yaparsın?
Kadir Özdemir: Açıkçası benim ilacım zaman.
Hiçbir şey yapmam genelde. Örneğimdeki gibi; sınav beklediğimden düşük
geldiğinde o ilk anda kafama takılıyor. Herhangi bir şey yapsam dahi kafam
oraya gidiyor. O yüzden beni mutsuzluğumdan uzaklaştıran herhangi bir aktivite
ya da bir şey olmuyor. Zaman mutsuzluğumu unutturuyor bana. Zaman hafızanın
ilacıdır diye bir söz vardı yanılmıyorsam. O da benim ilacım oluyor gerçekten.
Şeyda: 18
yaşındayken bilmediğin ama şimdi bildiğin, zamanla öğrendiğin seni olumlu
etkileyen bir konu var mı?
Kadir Özdemir: 18 yaşıma
kadar pek Ankara’dan çıkmadım. Ailemle birlikte hala Ankara’da yaşıyorum. Ancak
18 yaşımdan sonra ufaktan şehir dışına çıkmalar, sonra ülke dışına çıkmalar oldu. Bu
şekilde farklı şehirlerde, farklı ülkelerde bulunmak, yeni insanlar ve
kültürlerle tanışmak beni olumlu etkiledi. Giderek artan bir durum bu. Daha çok
gezmeye başladım. Örneğin Üniversitedeki 2.yılımın yazında Almanya’ya 3
aylığına dil okuluna gitmiştim. Orada edindiğim arkadaşlar ve oradaki insanlarla
muhabbetim hala devam ediyor. İnsanlarla yakın oldukça, dost oldukça onların
yaşadıkları yerlerde kişiye 2.memleket gibi oluyor. Bilmiyorum sende de durum
aynı mı? Ama bende böyle oldu ve bu durum kesinlikle olumlu etkiliyor beni.
Şeyda: Üniversiteden yeni mezun olmuş biri olarak tekrar üniversite
zamanlarınıza dönseydin değiştirmek isteyeceğin bir şey olur muydu? Ayrıca
üniversiteye başlayanlara neler önerirsin?
Kadir Özdemir: Genel
itibariyle sınavlara son anlarda çalıştım. Bunun da farkındaydım. Ancak bu
farkındalığımı pratiğe dökemedim. Üniversiteye tekrar dönseydim, sınavlara 2-3
gün önceden çalışmak yerine daha düzenli çalışmak isterdim. Öğrendiklerimi
günlük olarak tekrar etmeyi isterdim. Ancak o günün şartlarında bunu başarmak
pek kolay değil. Çünkü sosyal hayatın da- ailen ve arkadaşların- bir yer kaplıyor,. Bizim bir kulübümüz vardı ve orada da çalışmalar yürütüyorduk. Bu da yer kaplıyordu. Ancak ütopik
olsa da bunu yapmayı gerçekten isterdim.
Üniversiteye yeni başlayan arkadaşlara da hocalarından
bölümleriyle ya da ilgi alanları ile ilgili okuma önerileri almayı ve planlı
çalışmayı tavsiye edebilirim. Babam hep derdi: üniversite hayatındaki en rahat
4 yıl olacak diye. Hakikaten ilkokulda daha sıkı olduğumuzu düşünüyorum. Bu
durum üniversitede azalıyor. Üniversite kişinin kendini geliştirebilmesi için
çok uygun. Ayrıca sosyal bir çevre edinmek için çok kritik bir dönemeç. O
yüzden bunlara dikkat etsinler. Kendilerine
sağlam bir çevre oluştursunlar. Sosyal ve akademik çalışmalarına akılcı bir
şekilde yaklaşarak güzel sonuçlar alabileceklerine inanıyorum. Zaten Hukuk
sosyal alandan ayrı düşünülemez. Biz bunu kulüple yapmaya çalıştık. Bilkent
Hukuk Çalışmaları adlı kulübümüz vardı. Hem derslerimize çalışıyorduk, hem de
kariyer fırsatlarıyla ilgili seminerler düzenleyip bölümümüzle ilgili bilgi ve
bir çevre ediniyorduk. Bu kulüp bana çok şey kattı. Ben bu şekilde çalışmaktan
memnun kaldım. Arkadaşlara da bunu tavsiye edebilirim.
Şeyda: Üzerinde etkisi olan biri oldu mu? Anlattıklarıyla sende
olumlu bir değişime sebep olan bir kişi, bir kitap ya da bir seminer var
mı?
Kadir Özdemir: Kişi
olarak babamı söylerdim. Babam hayatta hiçbir şeyin kolay kazanılmayacağını
öğretti. Çabalamayı öğretti bana. Yeri geldiğinde, beklentilerimi
karşılayamadığım zaman, umutsuzluklarımla baş etmeyi öğretti. Kendisi ilham
kaynağımdır diyebilirim. Çok kolay bir hayatı yoktu. Zor yerlerden çıkıp, bir şeyler başarıp bize güzel bir ortam sağladı. Hem onun genel itibariyle hayat
portresi, hem de tecrübeleri benim için çok önemlidir. Çok çalışkan bir
insandır. Kendi için değil, ailesi için çalışır gecelere kadar. Bu noktada çok
cefakardır. Bende ona karşı vefalı olabilmeyi çok istiyorum.
Şeyda: Neden Hukuk Bölümü’nü seçtin?
Başından beri istediğin bir bölüm müydü? Yoksa birisi mi san örnek teşkil etti,
seni teşvik etti?
Kadir Özdemir: Ben ilk
olarak sayısal bölümünü tercih etmiştim. Ancak 3. Sınıftan 4.sınıfa geçerken
Hukuk Bölümü’nü düşünerek bölümümü değiştirip, TM’ye geçtim. Hukuk’un çok geniş
bir meslek alanı var. Mezun olduğunda avukat,hakim, savcı olabiliyorsun. Bunun
yanında birtakım sınavlara girip devlette çalışabilirsin. Diplomat olabilirsin.
Kamu Yönetimi, Siyasal Bilimler’in alanında görev alabiliyorsun. Diğer taraftan
çeşitli ders ve disiplinleri aldığın zaman İşletme ve Ekonomi’ye
kayabiliyorsun. Çok geniş bir yelpazesi olan esnek bir bölüm. Benim de spesifik
bir hedefim olmadığı için Hukuk Bölümü’nü tercih ettim. Bu şekilde tercih
alanımı kısıtlamadım.
Şeyda: Hukuk Bölümü’nde okumanın sence artı ve eksi yönleri nelerdir? Bu bölümde okuyacaklara neler tavsiye edersin?
Kadir Özdemir: Artı yönleri olarak,az önce bahsettiğim geniş yelpaze mevzusunu en başa koyabiliriz. Mezun olduğun zaman genel itibariyle parasal olarak diğer bölümlere göre daha tatmin edici bir yönü var. Ayrıca hayatın her alanıyla ilgili bir bölüm. Mesela bilim mi gelişti,yeni bir bilim dalı mı ortaya çıktı? Bu bilim dalının da çeşitli sosyal normlara, çeşitli sosyal kurallara ihtiyacı var. En nihayetinde bu bilim dalında da insanlar arası ilişkiler olacak. Çünkü insanın olmadığı bir alan yok. Dolayısıyla insan olduğu sürece Hukuk Bölümü varolacağı için ekmeğimizi yeriz.
Eksi yönleri olarak; ülkemizin şuan içinde bulunduğu hukuk tablosu iyi bir tablo değil. Bu bağlamda ülkemize yönelik bir eleştiri getirebilirim. Hukuk sistemimiz tam manasıyla oturmuş bir sistem değil. Halen adalet anlayışımızda bir takım eksikliklerimiz var. O yüzden halk olarak bu konuyla ilgili kendimizi toparlamamız gerekiyor. Bölümle ilgili eksi olarak da ders yoğunluğunun çok fazla olması olabilir. Ama bu da tam olarak bir eksi değil. Çünkü Hukuk'ta bu dersleri almak gerekli, yapacak bir şey yok.
Eksi yönleri olarak; ülkemizin şuan içinde bulunduğu hukuk tablosu iyi bir tablo değil. Bu bağlamda ülkemize yönelik bir eleştiri getirebilirim. Hukuk sistemimiz tam manasıyla oturmuş bir sistem değil. Halen adalet anlayışımızda bir takım eksikliklerimiz var. O yüzden halk olarak bu konuyla ilgili kendimizi toparlamamız gerekiyor. Bölümle ilgili eksi olarak da ders yoğunluğunun çok fazla olması olabilir. Ama bu da tam olarak bir eksi değil. Çünkü Hukuk'ta bu dersleri almak gerekli, yapacak bir şey yok.
Bu röportaj için Kadir'e buradan da çok teşekkür ederim!
Hukuk Bölümü ile ilgili özelden soru sormak isteyenler Kadir'e bu mail adresinden ulaşabilir: kadir92@gmail.com
Lise okuyanları için röportaj yapabilir misiniz, teşekkürler
YanıtlaSilDikkat etmemiz gereken herhangi bir yazıda olabilir eğer mümkünse..
SilSizin için de elimden geleni yapacağım:)
YanıtlaSil