Taşkın Taşkaya: “Kimse senden değerli değil, kimse senden daha iyi değil. Bunu öğrendikten sonra bazı şeyleri değiştirmeye başladım.”

Haftanın Röportajı: 

Bu haftaki röportajı KPSS’de derece yaparak, okuduğu okula Sosyal Bilgiler öğretmeni olarak atanan Taşkın Taşkaya ile yaptım.

Kendisi kuzenim ve bunun için de ayrı bir gurur duyuyorum! Önceden konuşmadığımız birçok şeyi bu röportaj sayesinde öğrendim . Yararlı olacağına inandığım bazı konulara da değindi.

Mutlu okumalar.

Röportaj: 

Şeyda: Seni mutlu eden basit bir alışkanlığın var mı?

Taşkın Taşkaya: Her sabah kalktığımda spor haberlerini dinlemek. Spor haberlerini takip etmek beni çok mutlu ediyor. Kesintisiz her sabah izlerim.



Şeyda: Mutluluğunu ya da gün içindeki modunu engelleyen bir durum var mı? Varsa neler bunlar?

Taşkın Taşkaya: Özel hayatımı göz önüne alırsam, ikili ilişkilerde sevdiğim insanla yaşadığım sorunlar tüm günümü olumsuz etkiler. Örneğin onunla yaşayacağım küçük bir tartışma, bütün gün boyunca modumun düşmesine sebep olur. Onun dışında alabileceğim kötü bir haber ya da yapmayı çok istediğim, planladığım aktiviteleri gün içinde yapamamak modumu düşürür. Bunun üstesinden gelmek için de zamana bırakırım. Zamana bırakıp, belli bir zaman sonra eski ritmimi tuttururum.  Modum düşük olduğunda çok çabuk belli eden bir insanım. Sınıfta öğrencilerim dahi anlarlar. Mutsuzluğumla nasıl başa çıkarım, modumu nasıl yükseltirim diye düşünemiyorum o an.  Ciddi anlamda kendi kabuğuma çekilirim.  Çevreyle iletişimim sıfıra iner. Bu aslında kendimde düzeltmeye çalıştığım bir yönüm. Çünkü aile hayatıma yüzde yüz yansıyor bu durum ve düzeltmeye çalışıyorum.



Şeyda: 18 yaşındayken bilmediğin ama şu anda bildiğin, uygulamaya çalıştığın seni olumlu etkileyen bir alışkanlığın var mı? Ya da zamanla öğrendiğin bir şey?

Taşkın Taşkaya: Kızlarla iletişime geçmek. Sebebi çekingen bir yapıda olmamdı. Basit gibi duruyor olabilir. Çukurova Üniversitesi’ne geçtikten sonra kimliğimi buldum diyebilirim. Bazı şeylerin farkına vardım. Şu zamana kadar bana yanlış gelen şeylerin aslında hiçte öyle olmadığını, gözümde büyüttüğüm işlerin çok basit olduğunu gördüm.  Kimse senden değerli değil, kimse senden daha iyi değil. Bunu öğrendikten sonra bazı şeyleri değiştirmeye başladım. Hep kendimi insanlardan soyutluyordum. Bunu üniversitede aştım ve birçok arkadaşım oldu. Zamanla kendimi daha da iyi tanıdım.


Şeyda: Üniversite zamanlarına dönseydin neyi değiştirmek isterdin? Keşke şunu yapmasaydım dediğin bir şey oldu mu? Ya da şunu yapsaydım dediğin?

Taşkın Taşkaya: İlk olarak Fırat Üniversitesi’ni kazanmıştım. O benim için çok yanlış bir tercihti. Orda üniversite hayatı yaşayamadım ve Çukurova Üniversitesi’ne geçtiğim zaman da hala lise düşüncesinde, sadece derslere odaklı olarak yaşıyordum. Açıkçası bu durum sosyal hayatımı yaşamamı engelledi. Tekrar üniversiteye gidecek olsaydım dersleri o kadar kafama takmazdım. Bu hiç çalışmazdım demek değil, sadece gezi turlarına daha sık katılır, daha çok aktiviteye dahil olurdum demek istiyorum.
Bir de yanlış arkadaşlıklar çok kurdum üniversitede ve bu durum üniversite hayatımın büyük bir bölümünü etkiledi. Beni mutsuz eden, ciddi anlamda karakterime uymayan kişilerle arkadaşlık ettiğimi anladığım an onlarla olan arkadaşlığımı sonlandırırdım. Sonuçta azımsanmayacak bir zamandan söz ediyorum.


Şeyda: Üzerinde etkisi olan biri oldu mu? Anlattıklarıyla sende olumlu bir değişime sebep olan bir kişi, bir kitap, film ya da bir seminer var mı?

Taşkın Taşkaya: Üniversiteye başlamadan önce, dershaneye giderken Erdal Demirkıran’ı seminere davet etmişlerdi. O seminerden sonra hayatımda bir şeyler değişti. Kesinlikle bende büyük bir etki bıraktı. Çünkü o da 23 yaşına kadar tamamıyla kapalı kutu, aşırı derecede çekingen, insanlarla neredeyse sıfır iletişimi olan bir insanmış. Hayatını anlatırken : “Tabularınızı yıkın.” demişti. Düşündüğünüz ne varsa kendinizle ilgili, yapacağınız ilk adım keskin bir adım olacak, ciddi anlamda bunu çevrenizdeki herkesin hissetmesi lazım ve sizinde asla yapamam dediğiniz bir şey olacak ki hayatınızda o kırılma gerçekleşsin. Erdal Demirkıran da arkadaşlarını görüyormuş hep rahatça konuşuyorlar, istedikleri her şeyi çekinmeden yapıyorlar. Ben niye böyle değilim diye sormuş kendine. Sonunda; kıpkırmızı bir takım elbise giymiş. Normalde insanlar ona baktığında utanırmış. Ama o gün o şekilde üniversiteye gitmiş. Üniversiteye adım attığında herkesin gözü ona çevrilmiş. Kampüste tüm gününü o şekilde geçirmiş. Normalde asla yapmayacağı bir şeymiş. Arkadaşları gelip onunla, kıyafetiyle dalga geçmişler. Gün içinde herkesten olumsuz tepki almış. Ama sonra fark ediyor ki bir iki gün geçince unutuluyor o gün giydiği kıyafet ve ona yapılan yorumlar. Sonuçta herkesin bir hayatı var ve bir noktaya kadar seni takıyorlar. Ondan sonra bazı şeyleri unutuyorlar ve seni o şekilde kabullenmiş oluyorlar. Bir gün eleştirirler, iki gün eleştirirler ama 3.gün seni ve değerlerini kabullenirler. O günden sonra Erdal Demirkıran kendini daha iyi ifade etmiş. Bu olay onun kırılma noktasıymış.
Ben de onun gibi çekingen bir insandım, sınıfta hep arka sıralara otururdum. Erdal Demirkıran’ı dinledikten sonra bende ufaktan böyle şeyler yapmaya başladım. Örneğin benim saç takıntım vardır. Kimilerine böyle takıntılar komik gelebilir ama benim ciddi anlamda önem verdiğim şeylerdir. Saçımın düzgün olmasını önemserim. Ama artık bu tarz takıntılarımı aşmaya çalışıyorum. Özellikle öğretmen olduktan sonra birçok öğrenciyle bir arada olmak beni biraz açtı, artık kendimi daha özgürce ifade ediyorum.

Film olarak “Esaretin Bedeli” çok etkilendiğim bir filmdi. Mesajı çok kuvvetli: çevre algısına karşı, tek bir hedefi olan, hep o yolda ilerleyen, zeki adımlar atarak amacına ulaşan bir adamın hayatını anlatıyordu ve bende büyük etki bırakmıştı.





Bu röportajı yaptıktan sonra tanıdığımı sandığım kişileri ne yazık ki çok da tanımadığımı fark ettim. Büyük bir farkındalık oldu benim için.

Kuzenime sorularıma içtenlikle yanıt verdiği için buradan tekrar teşekkür ederim.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geçen Hafta Ne Okudum:”Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler”

Kasım Ayı Kitap Önerisi Açıklandı Keyifli Okumalar!

Koronavirüs zamanında sakin kalmak için yapılabilecek 10 şey: