ŞEYDA ILGAZ

Hemen her ay giymiyorsan ya da kullanmıyorsan verelim başkaları yararlansın diyen bir annem var. Bu sebepten diyebilirim ki kullanılmayan eşyaları toplayıp vermek bizde gelenek haline geldi. Hangi kıyafetleri vereceğine karar vermek çok da kolay bir iş değil. Dolaptaki kıyafetlerin dahi bir kategorisi var. İlki: sabahları dolabın karşısına geçince "Giysem mi acaba bunu? diyip denedikten sonra sonunda "Rahat etmem ki bunda ben!" diyerek askısına tekrar astıklarım. İkincisi: hemen her defasında kürkçü dükkanına döner gibi, bilmediğim bir lisanın ardından Türkçe konuşurken hissettiğim o rahatlama duygusunu bana yaşatan kıyafetler. Bunlar genelde kendimi giydiğimde en rahat hissettiğim kıyafetler.  Bu yüzden  evdeyken "belki giyerim" diyerek dolabın köşesine tıktığım kıyafetlerimi toplayıp sonunda verdim. Sonrası büyük bir rahatlama. Kesinlikle! Yurtta kalırken de dolaplarımızı rahatlatıp kullanmadıklarımızı ya da hediye etmek istediklerimizi verebil...

Üniversite’deki bitirme projemiz sayesinde tanıdığım, girişimci Nadir Kemal Yılmaz Odtü Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun. Koç Üniversitesi’nde yüksek lisansını yaptığı sırada çoktandır hayalini kurduğu Çin’e gitme fırsatı elde etti. Çin’e gitmek hayatında birçok değişikliğe yol açtı. Türkiye-Çin ilişkilerinin güçlenmesinde etkisi bulunan makalelerinin içeriği Çin’deyken yaptığı analizler sonucunda oluştu. Ayrıca hayat arkadaşıyla yolları Çin’de kesişti. Nadir Kemal Yılmaz şuanda Front Sea Invest’in kurucusu ve 2012 yılından bu yana girişimcilere girişim sermayesi konusunda destek vermektedir.  Nadir Kemal Yılmaz ile haftanın röportajı: Şeyda:  Sizi mutlu eden basit bir alışkanlığınız var mı? Nadir Kemal Yılmaz:  Gitar çalmak ve yer yer gitara eşlik edip şarkı söylemek beni mutlu eder. Canım sıkkın olunca da yaparım, mutlu olduğumda da yaparım, birilerini etkilemek istediğimde de :) Sıklıkla gitar çalarım.  Şeyda: Mutluluğunuzu ya da gün içind...

Yeni bir haftaya ve seçim sonuçlarıyla birlikte yeni bir Türkiye dönemine başladık. Pazartesi günlerinin, ülkemizden umut verici haberler hakkında yazmak için çok uygun bir olduğunu düşündüm (Bu habere de değineceğim).  Malum ülke gündemimiz dün olan seçimin sonuçlarıyla doluyken bu konuyla ilgili ülkeme gönülden bağlı bir vatandaş olarak birkaç kelam etmek istedim. Bu yeni dönemde umarım ülkemizde farklılıklar aynı yolda kol kola yürüyebilir ve kazanan Türkiye olur. Artık kavgadan, nefret söylemlerinden ülkece yorulduk.. Demokrasinin, barışın,hoşgörünün hakim olduğu bir siyasete tanık olmak, her kesimin adilce ve demokratik bir biçimde temsil edildiği bir ülkede yaşamak hepimizin hakkı. Bu dönemin kilit rolleri sadece mecliste söz sahibi olmuş partiler ya da parti liderlerine değil, Türkiye'ye gönülden bağlı Türkiye vatandaşları olarak hepimize ait! Parti liderlerinden medet ummak yerine önce bir birey olarak daha yaşanılası bir Türkiye'yi bizler  inşa edebiliriz...

Home Decorating  Hafta sonu kapıda. Bugün haftanın son iş günü olmasından dolayı, hafta sonu planlarımızı yapmak için mükemmel bir gün. Peki bu hafta sonu için planlarımız ne olabilir? Hemen hepimiz hafta sonu deşarj olmak, rahatlamak istiyoruz. Bunun için sevdiklerimizle vakit geçirebiliriz. Bunun için vaktimiz de var. İnsan sevdikleri için her zaman vakit bulur. Hafta sonu daha çok bulur:) Seçimlerden dolayı ülke gündemi yoğun ve bir o kadar gergin. Ancak bu ailemizle, arkadaşlarımızla yapacağımız güzel bir kahvaltı için engel değil. Home Decorating Gelin bu hafta sonu sevdiklerimiz için tatil kahvaltısı hazırlayalım. Özel olsun. İçeriği değil kastım, görünümüne dikkat edelim. Farklılıklar olsun.  Örneğin ben masada renkli peçeteler , çiçek ve mum kullanıyorum. İçerikte değişiklik yapmak için yapımı basit yeni tarifler denenebilir. Sadece 3 malzeme ile hazırlayabileceğiniz 25 tarif için >> buraya << tıklayabilirsiniz.  Fa...

Lev Tolstoy  henüz 18 yaşındayken mutlu ve başarılı olmak için kendine  10 altın kural  belirlemiş. Yaklaşık 3 yıl önce kendi mutluluk projemi yapmaya karar verdiğim sırada karşılaştım Lev Tolstoy'un bu 10 kuralıyla. İşte kuralları: - Erken kalk, mesela sabah 5'te. -Erken yat, mesela akşam 9'da. -Az ye, tatlı ve şekerlemelerden uzak dur. (Bu tam olarak uygulamaya çalıştığım bir kural-şekeri bıraktım sonunda!   ) -Evinin işlerini elinden geldiğince kendin yap, başkasına yaptırma. -Amaçlarını parçala ve böl. Mesela bir genel hayat amacın olsun. Ama bunun yetmeyeceğini bil ve hayatta başarmak istediklerine dair ayrı ayrı küçük hedefler de edin. Bir sonraki yılın, bir sonraki haftanın, bir sonraki günün hedeflerini hep ayrı ayrı, net bir şekilde belirle. Abart, bir sonraki saatin, dakikanın hedeflerini bile düşün. Kulağına küpe olsun: Büyük bir hedefe ulaşmak için küçük bir hedeften feragat edebilirsin. -Kadınlardan uzak dur. -Arzunu çok...

Evimizin anı köşesi Fotoğraf çekmeyi ve çekilmeyi genellikle çoğumuz seviyoruz. Hatta biraz abartıp anı yaşamaktan çok sadece fotoğraf çekiyoruz. Hiç çekmemeliyim, sadece anı yaşamalı ya da anı hissetmeliyim gibi düşünmüyorum. Çünkü eski fotoğraflara ne zaman baksam kendimi mutlu hissediyorum. Gretchen Rubin fotoğraf çekmekle ilgili şöyle der:  - “Herhangi mutlu bir deneyim, ona vermiş olduğum öneme bağlı olarak artar ya da azalır. Örneğin; o gün parkta yaşanan komik bir şeyi paylaşmak için annemi ararsam, anlatırken olayı beynimde bir kez daha yaşarım. Her ne kadar yaşanırken fotoğrafını çekmenin, bazen o anın zevkine varmamızı zorlaştırdığı doğruysa da , o fotoğrafların varlığı mutlu bir anı gelecekte yeniden yaşamama yardımcı olacaktır.” Ben de elimden geldiğince ilerde hatırlamak istediğim zamanların fotoğrafını çekmeye çalışıyorum ve b u fotoğrafları genelde tarihlerine göre albümler halinde bilgisayarımda saklıyorum. (USB’de mutlaka yedeklerim) . ...

2012 yılından bu yana(2015 Eylül'de tam 3 yıl olacak) her ay kendime belirlediğim başlıkları temel alarak projeler yapıyorum. Proje dememden kasıt; anlamına uygun olarak problemlerime çözüm bulmak için ya da üniversite hayatımı daha iyi kılmak adına belirli başlangıç ve bitiş tarihi olan maddeler belirlemek. Haziran ayı: bir blog başlat projesi gibi!  2014 yılı Nisan ayında üniversite hayatımı daha iyi nasıl geçirebilirim sorusuna aradığım yanıt sonucu: üniversite hayatını deneyimlemiş kişilerle konuşmak, onların önerilerini dinleyebilmek için röportaj yapma fikri aklıma geldi. Çevremdekilerin mutluluğunu etkileyen durumları, onları mutlu eden alışkanlıklarını öğrenmek ve üniversiteye yeni başlayanlar, tam ortasındayım üniversite hayatının diyenler ve geç olsun güç olmasın diyen mezun olmaya yakın öğrenciler için üniversite hayatını daha anlamlı, daha mutlu nasıl kılacağımıza dair sorular sordum.  Birbirimizden öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki.  ...